24 Ekim 2007 Çarşamba

Güdümlü Olan Sanat Olmaz

Değinmeler Kasım 2007-10-24



Güdümlü Olan Sanat Olmaz.


Bedri KARAYAĞMURLAR
karayagmurlar@gmail.com



1- İnsanlarımızın canı yanmaya devam ediyor. Hangi nedenle olursa olsun, bir canın ölümüne neden olmak anlaşılır bir şey değil. Korku salmak için en kalabalık yerlere bombalar koymak, bu ülkenin askerine pusu kurmak aklı başında hiç kimsenin onaylayacağı davranışlar olamaz. İşe girdiği ilk gün yaşamdan koparılan bir gencin canına kıyan nasıl biridir acaba. Evlerinde oğullarının dönüşünü beklerken, şimdi uykusuz gecelere dağıtılmış insanlar kimi mutlu eder? Bu ülke emperyalistlere karşı verilen savaşla kurulmuş bir ülke. Şimdi onun içinden bazıları emperyalistlerden yardım alarak bağımsız mı olacaklar?

2- Ülke için canını veren binlerce insanın gözünün içine baka baka ülke için, insanımız için kılını kıpırdatmayanlar, dahası “Bir avuç daha kaldırsam.” diye düşünenler nasıl insanlardır? Ranttan ve duyarsızlıktan beslenenler, keyifli yaşamlarında bir de görgüsüzlüklerini dışa vurmuyorlar mı arsızca, onlar için de utanıyorum. Haberleri olsun.


3- Bunca can sıkıcı, üzücü şeylerin içinde, güzel şeyler de oluyor. Örneğin şiirler yazılıyor. Besteler, resimler yapılıyor. Sanatçılar sessizce çalışıyorlar. Duyulmadığında olmadığını düşünmeyin. Sessizce işliyor saat. Bir odada yalnız biri, umutla ve inançla boyuyor, yazıyor, çiziyor, okuyor. Bir başka odada başka biri. Başka biri daha. Çıkarsız. Sadece olsun diye. Kimselerin duyması da olası değil çoğu yapılanı. Ne albenili yaşamları, ne de bir yerleri var. Basın çok satma derdinde. Sanatçı, bilim adamı, düşünür insan derdinde. Şu sanat haberlerinin bölge eklerinde kullanılması eni konu canımı sıkıyor. Bilmem kimin hiç kimseyi ilgilendirmeyen saçmalıkları manşetten ana baskıda yer alır da, sanatçının canından dişinden etinden yarattığı iki satırla bölge ekinde geçiştirilir. Sanatçının bölgesi kenti köyü olur mu? Burada yapılan resim Karslıyı ilgilendirmez mi? Burada oynayan oyun Edirneli için değil mi?.. Herkesi sanat haberlerinin ulusal basında değerlendirilmesi için çalışmaya çağırıyorum.

4- Bu da nerden çıktı demeyin. Eylül sonunda İstanbul Pera Sanat Galerisi’nde sergim vardı. Açılışta gelenler, sonra karşılaştıklarım hep soruyorlar “ İzmir’de neden bir şey olmuyor?” diye. İzmir’de bir şey olmuyor mu? Durmadan oluyor , üstelik güzel şeyler oluyor. Ulusal basın haber yapmadığı için bizden başka duyan olmuyor sadece. Ben de onlara sordum her seferinde: “ Bir yanardağ yeniden etkin olsa ve haber olmasa, yani biz duymasak, patlamamış mı olacak?” Düşünün İzmir’de üç milyonun üstünde insan yaşıyor. İki tane sanat eğitimi veren kurum var. Bir sürü sanat etkinliği gerçekleşiyor. Sadece plastik sanatlarla uğraşan derneğe kayıtlı yüzden çok sanatçı var. Diğer alanları da düşünün. Sizce bir şey olmuyor mu? Basında falancanın bilmem nesi kadar yer almaya hak kazanmaz mı bu kadar çaba. Sanatçılar da örgütlenmeli. Sesleri çok çıkmalı. İz Grubu böyle bir gereksinimden doğmuştu. Dernekler olmalı. Vakıflar Kulüpler Sanatevleri olmalı. Ve hep beraber bağırmalılar. Balkonda bilmem neresi gözüktü diye manşet olanlardan daha çok yer almalılar basında.


5- İzmir Bienali’nin hazırlıklarını sürdürüyoruz. Kavramsal sanat adına yapılan saçmalıkları ve ayan beyan kendilerini uluslararası güçlerin sanat temsilcilerine beğendirme telaşında olanların aymazlıkları süredursun, biz de çalışıyoruz. Kavramsal Sanat’a karşı olmadığımızı 1. İzmir Bienalinde izlediniz umuyorum. Geçen yıl Hacettepe Üniversitesi Ulusal Sanat Sempozyumunda da anlattım bunları. “Sanatta Kavram..” başlıklı yazımı bulup okuyabilirsiniz. Yeteneksiz beceriksiz ve felsenin “f”sinden anlamayanların kavramsal sanat yapıyorum diye kendilerini yabancıların sözcülüğüne adamalarına karşıyız. Hale Tenger’in basın toplantısında konuşulanları ilgiyle izledik. İstanbul Bienali’nin ne kadar “iyi niyetli” bir yaklaşım oluşturduğunu da ilgiyle izledik. Hanrou’nun bienal bildirisinde boyunu aşan değerlendirmeler yapması ve bienale alınan işlerin içinde bazılarının açık açık şimdi çok sıcak olan bazı konuları kaşıma girişiminde bulunduklarını şaşkınlıkla izledik. Neymiş “ Bazı konular tartışılmalıymış.” Anadolu devrimini bilmeyen, kurtuluş savaşı kavramından haberi olmayan biri bizim adımıza mı tartışacak. Üstelik bunu söyleyenler konuyla ne denli ilgisiz olduklarını da açıklıyorlar böylece. Seksen öncesine bakın. Bu konular o kadar çok tartışıldı ki, bugün konuşulanlar kahve muhabbeti bile olmaz onların yanında. Yine de tartışmaya varız. Ancak bizi bir şeylere alıştırmaya çalışan uluslararası sermayenin sözcülerinin bu konuda söyleyecek sözleri olduğunu düşünmüyorum.

6- Yeni sanat döneminin geleceği hazırlayan başarılı yaratılarla sürmesini diliyorum. İzmir bir kültür kenti olma yolunda ilerleyecek. Bir de yöneticilerin futboldan başka şeyler olduğunu anlamaları mümkün olsa.

24 Ekim 2007 İzmir